3x2’ye başlarken, bir moda markası olarak yola çıktık en temelde; analizler yapıldı, trendler araştırıldı tabi. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı :)
İlk kapsül üzerine bolca düşündük ve stil sahibi kadınların en çabasız şıklık parçası ceket pantolon takım elbisede (suits) karar kıldık; tabii buna bizce 3. elementi de ekleyerek; crop top. Yves Saint Laurent’in 1966’da kadın giyim dünyasına kazandırdığı smokinlerle başlayan takım elbiseler, günlük hayatta daha çok yer almaya kararlı olduğunu göstermek isteyen kadınların, #3x2kadınları nın da ilk kapsülü olacaktı.
Tekstilde süreçler hemen her sektöre benzer şekilde modelhaneden başlar. Öyle mi başlasak böyle mi derken ilk numuneler için bir arkadaşımızın model hanesinde bulduk kendimizi. (Desteğini azımsayamayız, çok destek oldu her açıdan. Yeniden teşekkürü bir borç biliriz :) ) Provalar yapıldı, ilk kalıplar hazırlandı hazırlanmasına da cekete kumaş lazım parçaya düğme; pantolona fermuar kola vatka... Osmanbey senin Merter benim toptan kumaşçıları dolaşmaya başladık. Önce acemiliğin etkisiyle toptan kumaşçılara çekinerek girdik, sonra Hürrem / Atlas kumaş 180 gr/m; cekete uygun saten krep 200-250 gr/m ararken bulduk kendimizi. Aksesuar işi daha da eğlenceli; çünkü çeşit bol: Vatkasıydı, astarıydı, düğmesiydi hatta metal askı ayar aksesuarıydı hepsinin ayrı ayrı toptan satıcıları var ve evet hepsi çoğunlukla Merter’de. Çünkü Merter, biz de kervanı yolda dizerken öğrendik ki tekstilin modanın aksesuarın merkezi adeta. Google bir miktar yardımcı oluyor merak edenler için, harita uygulamalarına “vatka” yazıyorsunuz birkaç öneri geliyor; kimi merdiven altı ufak bir atölye, kimi daha da güzel; bir hanın içinde hatta üç yıl önce de kapanmış. Ama en güzeli gezmek boool bol gezmek. Yolda giderken sağda tesadüfen aksesuarcı buluyorsunuz oradaki amca sorumluluk alıp söylemiyor belki, “Kızım ne desem yalan olur sen bir gez” deyip çıkıyor işin içinden ama ikinci abi de yanıt var belli; tam adres hatta isim veriyor.
Dolandık, dolaştık ve tatatataaaaam. Kalıplar hazır, kumaş belirlendi; vatkalar, metal askı ayarları, astar, telalar ve daha aklıma gelmeyen tüm ıvır zıvırlar hazırdı. Şaban Abi’yle tanışmaya dikimhaneye yollandık. Sizin işi her yere veremem kaliteli olması lazım düzgün olması lazım hafta sonuna kadar bekleyin diyor, yapma Şaban Abi etme Şaban Abi dedik olmadı, konfeksiyoncu aramadı Şaban Abi araya giremedi derken bir hafta bekledik :) Tam bu sırada top kumaşı almaya mı gitsek derken bölüm sonu canavarına rastladık; tüm çabamıza rağmen öngöremediğimiz yerden çıktı: COVID-19. Ya kumaşçıya gidecektik ya da #evdekal ıp sağlıklı kalacaktık, koşullar bizim yerimize karar verdi, korona geldi kumaşlar gitti bizim ceketler de pastalı atılmamış kumaşlar olarak kaldı.Pes ettik mi bittabi hayır :) Elimizdeki astar topunu, kesilmemiş kumaşları pastalı atılmamış kalıpları anlattığımız bir blog yazalım, başlangıç hikayemizi paylaşalım istedik... Şimdilik sadece yazı ama bu izolasyon günleri bittiğinde ürünlerimizle de karşınızdayız!